Sayfalar

  
Kocaman kalabalığa tepeden bakan
 kocaman binaların arasında, 
kocaman beklentiler ve hayaller var gerçekleşmeyi bekleyen.
 Bir de küçücük titrek kalbimiz 
ve 
kalbimizle köşe kapmaca oynayan beynimizle biz varız,
 bir yılımızın aslında bir salise olduğu ömrümüzde...
Sahi, 
hayat bu denli kısayken,
beyhude geçen yıllar, yıpranmalar niye?
Ne dersin? 
Bir hiç uğruna,
 hiçlerimizi feda ederek hiçe dönüştüğümüzü itiraf edelim mi hep birlikte?

 Bir adam tanıyorum, sevmişti bir kadını. 
Öyle böyle bir aşk değil bu, 
nam-ı diğer ibadetimsi aşktı yaşadığı.
 Ama an geldi ve unutuverdi o çok sevdiği kadınını.
Kandı  ve kapıldı simsiyah saçları belinin gamzesine değen dünyalar güzeli bir dilbere.
Tek bir an, 
tek bir saniyeyle değişti önündeki yıllar. 
Sahi, 
bu kadar kolay mıydı kendine çizdiğin geleceği saptıracak hislerle bir başka dala savrulmak?

Bir kadın tanıyorum, hırsı, östrojeninden sebep olan naifliğini bile köreltmiş.
Uydurmuş bir kariyer kılıfı, kendini çaldığı minareyle paranın esiri etmiş.
Hep daha fazlasına, 
statüsüne yormuş akşamları nemlendiriciyle ovduğu ellerini.
Elleri yıpranmamış belki ama ruhu zımparalanmış, kalmamış hiç o naif hisleri.
Sahi, 
neresidir bu kadının varmak istediği bitiş çizgisi?

 Değer mi değmez mi tasalarıyla geçiyor ömrümüz. 
Oysa ki bir kez geldiğimiz hayatın, 
her an ölme potansiyeli taşıdığımız bir sonraki saniyesi için neden yoruyoruz beynimizi. 
Daha kolay değil mi insana, içinden geldiği gibi
düşünmeden devam edebilmesi. 
Sahi, 
içinden gelenlerin çoğu sence de çok anlamsız değil mi?
Düşünsene...
Sana "hayır" diyen aklının seni yarı yolda bıraktığı oldu mu hiç?
Ne dersin? 
Bir an için hiç'e dönüştüğünü görmek sence de ürkütücü değil mi?

Peki,
 ya sen?
Hayat ağacının tek bir dalındayken,
ruhun ve bedeninle aynı iklimde misin?
Ya'
bir gün o dal budanırsa?
Ya hep ya hiç mi dersin?
Yoksa sen de ruhunu satıp yan dala gider misin?



28 yorum:

  1. hayat cok bos aslında ama ne olursa olsun ruhumuzu satmamalıyız,yıne hos yıne farklı duygulara yonelten bı yazı olmus canım sevgıler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. biricit,
      teşekkür ederim canım ve evet! hayat boş

      Sil
  2. Adsız01:33

    ne anlamlı ve düşündürücü bir yazı olmuş kalemine sağlık... Hiç bir zaman materyalist bir insan olmadım ama beynimle ruhum da paralel olmadı hiç bir zaman... Ruhumu dinlemek istiyorum gerçekten ama bir çok engel var ne yazıkki kaynağı maddi olan... Ben cıkamıyorum bu işin içinden...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aradia,
      yazarken doğaçlama, kendim de düşünüp-içinden çıkamayarak yazıyorum bu tür yazıları. üzerine bir de ben de ruhumu dinlemek istiyorum ama aynen sendeki gibi engellerim var. kısaca benzeriz

      Sil
  3. Adsız02:31

    Başarılı

    YanıtlaSil
  4. sevdim bu yazıyı.
    ilk okuduğum yazınız ya hani bir de.
    ilk izlenim önemlidir de derler ya, bazı bazı nedense...

    yazıyı sevdim, yazarı da severim gibi hissettim. ^^

    merhaba, ben luna. ya da lunarita.
    hangisi hoşuna giderse.

    sevgi ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Luna,
      biliyor musun ilk izlenimde, blogunda okuduğum o yazıyla beraber ben de sana çk ısındım^^

      dilerim seversin lunarita (bu dah açok hoşuma gitti^^)

      sevgiler...

      Sil
  5. bu aralar fazla düşündüren yazılar yazıyorsun. gerçekten freud kızı olmayasın?:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dayatılanla Yaşamak,
      bilmem ki?!??! olabilir miyim acaba? :)

      Sil
  6. Adsız09:30

    " Meğer dalından düşecek kadar büyümüşüm "


    Birhan Keskin...der.

    sanıyorum ben de büyüdüm ve düştüm hayat ağacının dallarından.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nar-ı Can,
      düştük ve canımız acıdı...

      Sil
  7. ruhumla beynım hep farklı hareket ettı benım ıcın...
    cok nadırdır ıkısının aynı dalda ıp oynadıgı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. güzellergüzelinergiz,

      aynı dalda ip oynatabilenlerin sayısı o kadar az ki, imrenmemek elde değil...

      Sil
  8. etkileyici ve düşündürücü bir yazı ellerine sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sewooo,
      böyle düşündüğünüz zaman mutlu oluyorum, teşekkürler

      Sil
  9. Merhaba, yüreğinize sağlık yazınızı çok beğendim. ben de sizi beklerim bloğuma. Sevgiler..
    www.LensMarket.Com

    YanıtlaSil
  10. Aldatılmaya ve aldatını önemsememeye dair ince nüanslarla dolu çok başarılı bir yazı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeugma,
      müsait olsam yorumunu ayağa kalkıp alkışlardım! sen beni öyle iyi tanıdın ki...

      Sil
  11. Evet, haklısın :)

    YanıtlaSil
  12. öle olmayacağını umuyorum.
    :)
    bir de seni tekrar aramızda görmek güzel ki.
    :)

    YanıtlaSil
  13. son haftalarda az girsen de, yazdığın bikaç yazıyı ve arada verebildiğin yanıtları sürekli izledim. her gün girdim bloguna.
    umarım güzel şeyler için çok yoğun geçmiştir günlerin.
    blogdan çok daha mutluluk veren şeyler olmalı.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deeptone, çok teşekkür ederim. iyi ki varsın!

      ben senin hayata karşı tutumunu ve tavsiyelerini çok seviyorum. önce kendi mutluluğumuz geliyor bence de. şimdi neden böyle şeyler söylediğimi açıklama zamanı: maalesef iş güç-blogdan daha çok mutluluk veren değil aksine insanı çileden çıkaran şeyler yüzünden zaman ayıramadım buraya. hayat gailesi, dilediği gibi yaşayamıyor insan:)

      Sil
  14. çalışmak, iş, çok önemli.
    hatta herşeyden önemli.
    :)
    hepimiz çok çalışıyoruz.
    ben de haftanın yedi günü günde 12 saat çalışıyorum.
    :)
    ama işte sadeleşmek önemli.
    blog da çohoş.
    :)
    bi de işinle mutlu olmak çok önemli.
    değilsen hemen değiştir.
    :)

    YanıtlaSil
  15. Merhaba, bloggillerden sözlükgillere :) İyi bloglar

    YanıtlaSil

Sen de kelimelerini benimle paylaşabilirsin.

Blogger tarafından desteklenmektedir.