Sayfalar



Hayatı dolu dolu yaşamak güzel fikir de tıpası açık kalmış gibi dibimin; çabalasam da dolamıyorum. Hele ki son zamanlarda hep bitiğim ya da yarım. Kendime kuşbakışı baktığımda iki ana başlıkta her şey yolunda. Geriye kalanı ya kötü ya da bulanık. Önümü göremiyorum. Neye ya da nereye varacağımı bilemiyorum. Hani yolunda giden şu iki şey var ya, işte ben onlardan birinin bile bozulmasına nasıl tahammül ederim? Düşünemiyorum.

Melankoli değil bu. Hayır. Melankoli olsa buraya yazmam, kendi kendime yaşarım. Öylesini seviyorum. Hareket eden her şeyi kendince analiz eden benden, kişisel bir durum değerlendirmesi bu sadece. Ne olduğunu ve neye ihtiyaç duyduğunu bilmeli ki insan huzura erebilsin demiş biri. Aslında o biri de benim ama böyle söyleyince daha anlamlı geliyor kulağıma. Nedense hep bir başkasının söylediği daha anlamlı gelir ya kulağa...
Oysa ki değil. Bu toplum bizi çok yanlış yetiştirdi. Asıl anlamlı olan senin düşündüğün, hissettiğin...
Ben şu an ne olduğumu biliyorum. Neye ihtiyaç duyduğumu da. Bu ihtiyaçlarımı oldurana kadar, ihtiyaç duymadıklarımdan kurtulmaya başladım nöronlarıma binen yük hafiflesin diye. Farkına vardığımda inanamadım ama ne de iyi geliyormuş zoraki ilişkilerden kendimi soyutlamak; yapmak istemediğim şeylere "hayır" demek, yapmamak.

Özetle, sevgili takvimimin bana az ve öz insanla mutlu olunacağını gösterdiği yaşlardayım. Doğru söylüyor. Biliyorum. Çok doğru söylüyor.
Aynı takvim bana falcının öleceksin dediği yaşı da gösteriyor. Bu iddianın miadı  23 Nisan 2013.
Bakalım falcı da doğru söylüyor mu?
Birlikte yaşayıp göreceğiz.
O zamana kadar: Tik tak. Tik tak. Ti...



16 yorum:

  1. Fala inanma...saat hep gider... kimin ne kadar yaşayacağını asla bilemeyiz... ama ölümü düşünmek için çok gençsin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhtar,
      gençlerin de ölebildiği bir gerçeğe uyandık son zamanlarda.
      Ama merak etme, sisteme bir gönderme bendeki. Yoksa üzerinde düşünmüyorum.

      Sil
  2. insan her saniye ölür... Ne kadar uzun can çekişirse o kadar uzun yaşar.. Kalbin paspas gibi olmasın.. Etrafı temizlemek için atma herseyi onun altına.. Pislikler kapı dışarı edilmedikce pisliğin kokusu hep gelir burnuna.. Bir toplama kampi gibi düşün bu hayatı. Insanların birçok ihtiyacı var. Sen de onlardan birisin. Bir kamyon eşya getirilip kampın ortasına dökülüyor. Ayakkabı, çorap , pantolon, kazak, eldiven, şapka.. Hepsi farklı. Ve karma karışık. Sana büyük gelenle de sana küçük gelenle de oyalanma. Sana uygun olanı tut gerisini at gitsın. Hayatımız aynen bu kamp gibi. Ve ortaya kamyonlar dolusu problem dökülüyor. Bu problemler bazen seçenekler oluyor bazen insanlar. Bak bi. Önce kendi bedenini bil. Kendini tanı ki sana neyin uyup neyin uymadığını da bilesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fd,
      metaforlarını seviyorum. Benim için verdiğin yönlendirmeleri de. Sen de aynı yönde ol hep!

      Sil
  3. Adsız12:29

    Valla ninicim ona bakarsan Mayalı arkadaşlara göre de Aralık sonu hepimiz toptan gitcez:):) Bilmem anlatabildim mi :)
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  4. Yolunda giden iki şeyin ne olduğunu yazmamışsın. Falcının kehanetinden kurtulman için yapacağın şey, kendine hemen 2013 Saatli Maarif takvimi almandır. (Saatli Maarif olması, tek yapraklı olarak günleri göstermesindendir). Takvim yapraklarını 23 Nisan 2013 gününe gelinceye kadar kopar. Gece yarısı saat 00.00'ı gösterdiğinde 23 Nisan 2013 yaprağını da kopar ve bir güzel uykuya yat. Sabah kalktığında takvim yaprağında 24 Nisan 2013'ü görecek ve yaşama devam edeceksin. Bir daha da hayatını falcının söylediğine göre düzenlemeyeceksin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Hektor,
      biri özel birlikteliğim, diğeri ise sevdiğim insanların yaşıyor olması.

      Anneannemin evinde var Saatli Maarif takvimi. Aynen anlattığın gibi, severek koparacağım onu:)

      Sil
  5. Sevgili Nini o kadar hayat dolusun ki boşver falları inanma onlara sen dolu dolu bu güzel hayatı yaşa..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vuslat,
      Kesinlikle! Kelimelerime aldanma, planladığım da bu.

      Sil
  6. ahahahaaa, falcının ölüm tarihini verebilecek kadar kendine güvenmesine güldüm doğrusu.
    Arındıkça gereksizliklerden tebessümlerinin artması dileğiyle o zaman niniconconis. - Bu isimlendirme garip ve biraz saçma oldu, sevgi fışkırması diyelim klavyeye böyle bir şeye sebep oldu. ahahaa. -
    He bir de, aseton-göz koordinasyonunun gelişmesini dilerim.
    Tebessümlük yazılarında görüşmek üzere.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyza,

      :)

      Ben seviyorum senin "sevgi fışkırmaları"nı^^

      Aseton hikayesi mutlu sonla bitti. Gözüm gayet sağlıklı. Ama inan bana ertesi akşam istemdışı elim yine asetona gitti ve kendi kendime gülüp, "yok artık" dedim.:)

      Sil
  7. sen o ölüm işini unut bi kere allam ya unut düşünme ne saçma sil kafandan.
    eh az kişi çok doğru tabii.
    kendine iyi bak be.
    yaşamak keyifli enerjik eğlenceli bişi ki.
    ülkenin genel gidişi başka tabii.
    pasaportunu da hazır tut.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep,
      pozitifligine imreniyorum bazen:)

      Pasaport her daim yakinda durmali zaten bu devirde..

      Sil
  8. ninicim!


    yazın bütünüyle güzel ama şu sonu şahane.

    tik tak'ın yarım kalışı filan.

    bayıldım!

    YanıtlaSil

Sen de kelimelerini benimle paylaşabilirsin.

Blogger tarafından desteklenmektedir.