"Evved ağğbim! Ne veriim ağbim?" 

Bir arkadaşım var, diline dolanmış bir dürümcü amcanın repliği. Her görüştüğümüzde söylüyor. Söylesin. Söylesin de, benim de dilime dolanıyor... Buraya da yazdım ki girizgah dürümcü amca nidası görsün!

Binlerce dansöz arasından anca fırsat bulup da bir dansöze gönlümü verdim. -e-edebiyat sarışını burada mimlerden bahsediyor-  Bu rakkasenin adı: Takıntılarım ; oynatanlar: Kuul'umsum, Deep, Sessizgemi, İpekböceğim, ... (unuttuğum-görmediklerim için affola)

Herkes gibi benim de takıntılarım var. Kimisi zararsız-kimisi bünyeye zarar... Hani uzun zamandır görmediğin biri "neler yaptın hadi anlat" der ve o an için aklınıza hiçbir şey gel(e)mez ya, bu da tam o kıvamda işte. Bunca yıllık hayatımda beni ben yapan ve bana olağan gelen şeyleri cımbızla çekmem gerekiyor. 
Tamamdır, düşünüyorum... 


Mesela Barbie fiziği takıntısı mevcuttur bende de. Lakin suç bende değil çocukların beynine Barbie'yi aşılayan oyuncak sektör ve popüler kültürde! Gerçi böyle olmayı isterim de, çok eziyet etmem asla kendime. "Yaşasın Yemek Yemek"
Aklıma gelmişken: neden erkekler Barbie gibi kız sayıklar da; biz kızlar bu adamların  Ken gibi olmalarını şart koşmayız?
Bir de bize "analitik düşünemez kadınlar "derler, peh!
Koku, koku, koku... 
İnanılmaz bir koku ve güzel kokma takıntım var. Her kokuya o kadar duyarlıyım ki, bazen diğer insanlar da benim kadar duyuyor mu yoksa ben de bir anormallik mi var diye düşünürüm. Olay sadece parfüm-ter kokusu muhabbeti değil, ki yeri gelir ter bile sevilir! Ben ciddi anlamda bir insanı sırf kokusu için sevip; yine sırf kokusundan dolayı güvenilmez bulabilirim. Her insanın ten kokusunu ayırt edebildiğimi de düşünüyorum. Daha neler neler... 
Saçımı taramasam bile vücut spreyi kullanırım. Güzel koku duymak hoşuma gidiyor ve bana güven veriyor. Bir de hayatta kendim adına en çok korktuğum şey epilepsi hastası olmaktır. Sanıyorum ki bunun da nedeni bir gün anlamsız bir şekilde burnuma tavuk kokusu gelecek korkusu! (Olasılıksız kitabının etkisi hayat boyu peşimde)

Gülümsemek!

En az koku kadar mühim! Gülümsemesi samimi gelmeyen insanı sevmiyorum-sevemiyorum. Gülümsemeden duramıyorum. Bir insanı; o sırada ona kızgın olsam dahi sırf gülümsesin-anlık da olsa mutlu olsun diye deli gibi çaba harcıyorum. Resmen farkında olmadan bir gülümsese de rahatlasam telaşına giriyorum.


Ambulans

Görünce ya da sesini duyunca mutlaka, sırası şaşmadan, her ne koşulda olursam olayım içimden şunları söylüyorum:... (buraya bunları yazmayı kendimce gerekli görmedim. Özetle hasta ve ailesine her türlü sağlık, maddiyat ve maneviyat iyi dileklerinde bulunuyorum)

Unutulmamak

Biriyle ilgileniyorsam ya da zamanında ilgilenmişsem - burada bahsi geçen şey aşk vb.- o kişi için hep özel kalmam gerektiğine dair bir takıntım var. Olmayınca üzülürüm. Unutulmamak isterim. Sadece o, bu, şu değil- kimse unutmasın beni! 

Su

Moralim bozulduğunda, bir tartışma anında vb. su görmek isterim. Duş almak çok iyi gelir ama alamıyorsam mutlaka musluğu açar ve suyun akışını izlerim.

Dokunmak

Sevdiğim ya da kanımın ısındığı kişilerle konuşurken dokunmayı çok önemserim. Vücut ısılarını hissetmek daha samimi gelir; engelleyemem kendimi ve temas ederim.




Banyo süngeri!

Duş sırasında durulanırken önceliğim mutlaka banyo süngeri/lifindedir. İster acelem olsun, ister sular kesilmek üzere olsun fark etmez. Onun yıkanması ve köpüklerinden arınması benim durulanmamdan daha önceliklidir.

Değişiklik

Hiç olmazsa birkaç ayda bir mobilyalar değişmeli. Her defasında gider kendime yeni bir koltuk takımı alırım, çünkü çok param var, Richie Rich gibi kızım(!) 
Yenileme işlemi mümkün olmadığı için sürekli mobilyaların yeri değişsin isterim. Sanırım bu takıntım biraz annemden kalma, zira kendisini gecenin bir yarısı tek başına ağır ağaçtan yapılma vitrini karşı duvara taşırken görmek bizim için rutin bir aktiviteydi.


Çıkın evden!
Temizlik yaparken evde insan olmasına tahammül edemiyorum. Bir de temizliğin ilk günü evin kirlenmemesine dair ağır bir hassasiyet taşıyorum. Yere nokta kadar bir şey düşse hemen kalkıp çöpe atıyor ve agresifleşiyorum. İstediğim sadece 1 gün. Tek 1 gün dikkat edilmesi o kadar...

Buna benzer şekilde yıkandıktan sonra da ilk 1-2 saat çöp atmak, makineye kirli yerleştirmek, egzos dumanı vs tahammül edemeyeceğim şeyler. Adeta gözeneklerimin "daha yeni temizlendik ama hemen kirleniyoruz" diye ağladıklarını duyuyorum.

...
Uzun oldu, yazsam daha da uzardı fakat çok da açık vermemek lazım hayatta.
Hiç olmazsa bir mime yanıt verebildim diye mutluyum, 
Sevgiler...