"Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."
Kazım KOYUNCU
Onun sözlerinden sonra ekleyebileceğim bir şey yok hayata ya da ölümüne dair.
Ama bir şey var ki:
hala üzgünüm.
bir şey daha var,
YanıtlaSilhala üzgünüZ!
aynı hüzne dahil olduğumu belirtmek isterim.
sevgi ile,
luna.
unutmuşum hatırlattın.
YanıtlaSilkazimmm koyuncuuuuuuuuuuuuuu
YanıtlaSilgüzeller güzeli nini'm, yine tüm duyarlılığınla post paylaşmışsın. bu yüzden öncelikle bu güzel kalbin için tüm içtenliğimle teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilkazım koyuncu, bize sesi kalan bir "insan" daha. umutlarımızı alıp onun çığlığına sığındık hep. 3'e gelip tıp desek de o söylese hep..
pançol'da fındık ağaçlarının yanında, huzurlu uyuyasın can adam.
hele ben..
YanıtlaSilnasıl üzgünüm!
hala üzgünüm ben de...
YanıtlaSilnini'm hassasiyetlerimizin buluşturduğu anlar ne kadar da çokmuş meğer...
YanıtlaSilüzgünüm...demekten başka bir kelimem yok cebimde...
Dünyada bir yerde, belki kaçkar'da,belki uzungöl'de, yahut kafkasör yaylasında veya ayderde. Yo yo, içimizde bir yerde işte, ne fark edecekse yokluğunda-varlığında.
YanıtlaSilSaygıyla