Senden kurtulduğum günden beri yeniden nefes almaya başladım. En çok da "ben" olabilmeye hasret kalmışım ki haftalardır sadece kendimle baş başayım. Ne çok acıtmışsın canımı, ne de çok çalmışsın karakterimden. İnsana kim olduğunu unutturmamalıydı oysa gerçekten seven! 
Çabuk toparlandım senden sonra, ama kolay oldu dersem yalan olur. Onca beraber geçen yıldan sonra yokluğuna alışmak elbet zor olur. Kök salmışsın bir kere içimde, budamak da yetmedi kestim attım seni bu defa. 
Öldün belki ama köklerin hala toprağımın altında. Zerre pişman değilim, iyi ki de yoksun artık. 
Leke lekeyken zaten çok bile dayandık. Endişelerim de çok yersizmiş, zaman geçtikçe anladım. 
Donuk hayatıma yokluğunla sen renk kattın. İyi ki bitti, iyi ki de etkin altında değilim artık.
 Müjdeler olsun ki gittin ve beni rahat bıraktın!



Bazen nefretimiz ve sitemlerimiz farklı duygular barındırır kendi içinde. Çoğu kez kendimize bile itiraf edemediğimiz duyguları, kelimelerimiz biz farkında olmadan ele verir. Tıpkı yukarıda, nefret dolu kelimeler arasında saklanan itiraf gibi...

Sen sadece sana doğrudan söylenene inanlardan mısın; yoksa söylenenin ardındakini görmeyi başaranlardan mı?
Sahi, sen bir yabancının kelimelerinde saklı olan mesajı alabildin mi?