Bir kadın var, 
zaman zaman aynada karşıma çıkıyor.
Bazen sabahları, bazen de gecenin bir yarısı kızarmış burnu ve gözlerini dikip bana bakıyor.
Kim olduğunu merak ediyorum.

Bazen onu tanıdığımı düşünüyorum, bazen de gerçekten tanımış olabilmeyi diliyorum.
Aynamdaki kim merak ediyorum. 
Sorgulamak istesem de korkularım beni geri çekiyor.
Öyle yorgunum ki artık, 
o gözlere bakma fikri bile beni ürkütüyor.
Aynamdaki kadının nesi var merak ediyorum.

Aynamda...
O kadın, 
küçük bir kız çocuğu gibi ağlıyor.
Biliyorum,
hissediyorum ki 
benim söyleyebileceğim hiçbir şey onun kendisini daha iyi hissetmesini sağlayamayacak.
O ağlarken,
ben sadece elim kolum bağlı bir halde onun için bir şeyler yapabilmiş olmayı dileyeceğim.

An geliyor,
Susup bakışıyoruz.
Nutkum tutuluyor nedensiz,
 oysa becerebilsem ona hiçbir şeyden korkmamasını söylerdim. 
Hissettiği korku, pişmanlık, kırgınlık, çaresizlik. 
Hepsi, 
bütün bu sevemediği hisleri çok geçmeden kaybolacak. 
O bilmese de ben biliyorum,
 her şey güzel olacak!

Söylüyorum,
ama
o
...

O bana
inanmıyor.