Hıfzı Topuz & nini |
Hıfzı Topuz...
Onu ve yaptıklarını-başarılarını düşündüğümde, bugün "ben iletişimciyim- gazeteciyim" diyen bazı insanlar adına çok üzülüyorum. Ya ondan bi haberler ya da kendilerinden... Elbette hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığı dünyamızda her şey çok zor. Fakat konu gazetecilik, iletişim, araştırma, özgünlük ise; bugün bir Hıfzı Topuz olabilmek elimizdeki imkanlardan ötürü çok daha kolay. Yasaksa yasak, tehditse tehdit... İsimler-sebepler farklı olsa da her şey geçmiş yıllarla aynı. Üstüne bir de teknoloji ve ulaşım kolaylığı girdi hayatımıza, bunu da düşününce iletişimciyim demek daha da kolay olmalıydı günümüzde. Ama maalesef. Olmuyor. Buradan da anlıyoruz ki Hıfzı Topuz olabilmek için, onun kadar insani kaliteye sahip olunması gerekiyor...
Ben kendisini Afrika çalışmalarıyla duymuş ama daha çok kitaplarıyla bilirdim. Kıvrak zekası, kültür birikimi, tarih merakı ve elbette mesleğine duyduğu saygı ile birlikte çok güzel eserlere sahip kendisi. Özellikle de yakın geçmişe dair yazdığı kitapları...
"Bana Atatürk'ü Anlattılar" ve çok sevdiği, yakın dostu Nazım Hikmet'i anlattığı "Hava Kurşun Gibi Ağır" kitapları mutlaka okunası ve saklanılasıdır.
Kendisine duyduğum saygı ve sevgi, onun 26 Mayıs Günü Ataşehir Kitap Günleri'ne imza günü için geleceğini öğrenmemle heyecanlanmama neden oldu. Üstelik daha sonra, bir gün öncesinde kendi söyleşisine gelemeyen yakın dostu Aydın Boysan'ın* da, onun yanına geleceğini duyunca, orada olma heyecanım iyice tavan yaptı.
İmza gününün gerçekleşeceği alışveriş mekezine gittiğimde, elimde kitabıyla beklemeye başladım: " Hava Kurşun Gibi Ağır". Hıfzı Bey gelip de, soluklandığı anda fırsat bu fırsat diyerek, boşluktan faydalanıp yanına gittim. Aydın Boysan'a nazaran daha resmi ya da sert mizaçlı olabilir diye düşündüğüm bu insan dünya tatlısı biri çıktı. Güler yüzlü, samimi, okuruna değer veren, dinleyen, anlatan... Onunla kısa bir sohbet ettik. Elimdeki kitaba baktı ve Nazım Hikmet'in Romanı olduğunu görünce sordu: " Sever misin? " Dedim ki "çok, keşke sizinle tanıştığım gibi onu da tanıma fırsatım olsaydı"
İmzalar arası boşlukta, ara sıra yanına gidip sohbet etmeye devam ettim. Ona Aydın Boysan'ı nasıl sevdiğimden ve bugün ikisini yan yana görebileceğim için çok mutlu olduğumdan bahsettim. Meğer haberi yokmuş Hıfzı Bey'in. Hatta üzülmüş keşke dün gelseydim de izleseydim arkadaşımı diye. Benden bugün geleceğini duyunca o da sevindi ve anlattı: "biz Aydın'la çok eski dostuz..."
Severek dinledim ağzından çıkan her kelimeyi. Ne zaman yüz yüze baksak gülümsedik birbirimize. Öyle zarif ve saygılı bir insan ki, bazen heyecandan ona karşı acaba çok mu laubali oldum diye düşünmeden edemedim. Fakat sonuç olarak beni sevmiş olacak ki dilediğim zaman onu ziyaret edebileceğimi söyledi. Hatta günün sonunda öğrenecektim ki, bir gün Hıfzı Bey ve Aydın Boysan ile beraber aynı sofrada oturabilme şansım doğacak. (^^)
Ve en güzeli:
Nazım Hikmet'in hayatına dair konuştuğumuz sırada Hıfzı Bey'den öyle bir iltifat aldım ki...
Kitabımı Nazım Hikmet ve kendi adına imzalarken söylediği bu sözün öneminin benim için kelimelerle tarifi yok: "Eğer arkadaşım Nazım yaşasaydı ve seni görseydi, hayatı boyunca unutamadığı kadınlardan biri olurdun"
Günün sonunda ben Hıfzı Bey için sadece genç bir hayranı, okuru, bu kitap şenliğinin imza siftahı oldum. O ise benim için örnek ve unutulmaz bir insan oldu!
Ve bahsi geçen bu güzel güne dair önemli kareler:
Hıfzı Topuz ve 70 yıllık dostu Aydın Boysan |
"Sevgili Nini'ye Nazım'dan ve benden sevgilerle" |
Hıfzı Topuz yanındaki okurunun kitabını imzalarken fotoğraf çektiğimi görünce gülümsüyor. Her saniye gülümsüyor. Hayat dolu bir insan. |
Hıfzı Bey ona ve Aydın Boysan'a Ataşehir Belediyesi tarafından hediye edilen, 3 boyutlu Çanakkale Destanı'nı incelerken. |
Hıfzı Topuz ve Aydın Boysan vedalaşırken:. Hıfzı Bey fazladan 40 dakika kadar sevgili dostu için kaldığı imza gününden ayrılıyor. |
Şimdilik bu kadar. Bir terslik olmazsa yeni anılar ve rakı sohbetleriyle beraber "üstadlar" serim bu 2 dev adamla devam edecek...
Aydın Boysan yazım için buraya tıklayabilirsin
Ben de Hıfzı Topuz'u çok severim gerçekten çok saygıdeğer bir insan ki günümüzde pek az kaldı kendisi gibiler. "Taif'te Ölüm" kitabını okumuştum yıllar önce çok etkilenmiştim. Sonrasında da bir çok kitabını okudum. "Hava Kurşun Gibi Ağır" da listeme eklendi. Keyifli bir gün olmuş senin için bize de bu keyfi yaşattın yazılarınla. Teşekkürler ve sevgiler.
YanıtlaSiloZGE,
SilYorumun için ben teşekkür ederim
çok şanslısın çünkü fikir yönü ile hıfzı topuzu tanıdın.. kutluyorum..
YanıtlaSilDayatılanla Yaşayan,
Silkesinlikle!
"Eğer arkadaşım Nazım yaşasaydı ve seni görseydi, hayatı boyunca unutamadığı kadınlardan biri olurdun." Nini'm! Bu söz! İnanılmaz... Üstüne daha da söylenicek hiiç bi'şey yok. Yok! ^^
YanıtlaSilKuul'umsum!
Silsen bir de o hissiyatı bana sor. Sor^^
Yok böyle bir onur ya, ne mutlu sana!
YanıtlaSilPia_set,
SilAydın Boysan'ı herkes sever, bilir. zaten aksi mümkün değil. harika bir insan
ama
Hıfzı Topuz'u onur olarak gören birine ben de ekstra sayı besliyorum!
teşekkür ederim canım, darısı başına!
Amiiiiiiiiiiiiin...
Silnini'm çok şanslısın çookkkk:))))
YanıtlaSilprensesimm,
Silbiliyorum^^
çabaladım ama yine de onların sıcaklığı büyük bir şans oldu benim için^^
Kitaplarında kullandığı dil ve üslup; okuyanı hem kendisine, hem kitaba, hem de tarihe ayrı bağlıyor. Meyyale olsun, Taif'te Ölüm olsun, yakın tarihten Başın Öne Eğilmesin olsun insan okudukça okuyası geliyor.
YanıtlaSilgorky,
Silne de güzel söyledin...