Salıncak sallanıp duruyor;
bir öne, bir arkaya.
Rüzgâr homurdanınca salıncak;
bir sağa, bir sola.
Derken sen geldin diye;
kinetiğini yitirdi halatlı tahta.
Sallanmayan salıncak mı olurmuş?
Git başka kumsalda oyna.