Sayfalar

Üzerindeki polar pijamaları ve kafasındaki ev topuzuyla oturmuş bilim kurgu romanı okuyordu Aysel. Tam da gemideki Cylon deşifre olacakken aklına hayatına dair anlamsız bir ayrıntı takıldı. Oysa, Aysel böyle şeylere asla takılmazdı. Elinde tuttuğu beton sertliğindeki kahvesinden çıkan buharlar gözlüğünün camlarını buğulamaya başladı. Sevmedi Aysel bu durumu, hemen doğruldu ve fincanını kenara bıraktı. Onu, bunu, şunu, onları düşündü ama böyle de bir yere varamadı. Sırf üşendiği için süt eklemediği kahvesi bile ona bu gerçek kadar koyu kaçmamıştı. Aysel, düşündü, düşündü ve düşündü. Ama, hayatına giren adamlara sövmesi onu rahatlatmadı.
Durdurmak ne mümkün Aysel'i? Hızla salladığı sağ ayağından çıkmak üzere olan uyku çorabını çekiştirirken, kucağında açık kalan kitabının 213. sayfasının ucunu kıvırıp kapattı. Oysa, onun için kitap sayfalarını kıvırmak, saçına yapışan sakız kadar can sıkıcıydı. Aysel, düşündü, düşündü ve düşündü. Ama, nesinin eksik olduğunu anlamadı.
Git gide daha çok takılıyordu Aysel. Manikür zamanı gelmiş tırnaklarını sert kapaklı kitabına vurarak tempo tutmaya başladı. Parmaklarının ucunda sanki ellerinde batonlarıyla kendi anarşist aksonlarını yöneten maestrolar vardı. Onlar çaldıkça Aysel daha da çok sorguladı. Düşündü, düşündü ve düşündü. Nasıl olur da onun gibi biri bugüne kadar evlenme teklifi almazdı?

-düşünme sen Aysel, düşünmek sana yaramıyor-





3 yorum:

  1. Aysel'in kafası baya bir karışık olmalı :))

    YanıtlaSil
  2. Kİtaptan ve sorulardan Aysel'e cevap Attila abi dizeleriyle : " Aysel git başımdan, ben sana göre değilim "

    Saygıyla,

    Aylak

    YanıtlaSil

Sen de kelimelerini benimle paylaşabilirsin.

Blogger tarafından desteklenmektedir.