Sayfalar

Hayatımızda iyi insanlar olduğu kadar kötü insanlar da var. Peki, bireyin annesinin rahmine düşerken kötü bir karaktere sahip olması mümkün mü? Yoksa onu zamanla içinde bulunduğu koşullar mı kötü yapar?

Örneğin, normal şartlar altında zararsız, kendi halinde, iyi huylu olan 2 adet yetişkini bir hapishaneye yerleştirir ve birine üstünlük sağlayacağı bir statü ile, karar-ceza verme gücü; diğerine ise aşağılayıcı bir ortamda, emirlere itaat etme ve mahkumiyet sunarsanız, ikisi de olduğu kimlikten sıyrılıp, zamanla değişir mi? Değişir ise bu değişimleri nasıl şekillenir? Peki reelde, ıslah edilmesi için hapishanelere yerleştirilen insanların maruz kaldığı hapishane koşulları, onları iyi yapmaya mı elverişlidir, yoksa onları daha da kötü kılmaya mı sebeptir?


 Daha önce bahsettiğim Milgram ve Little Albert deneylerinden sonra, şimdi size yine etik dışı olduğuna dair yankı uyandıran, fakat bilim adına oldukça fayda sağlayan Stanford Hapishane Deneyi (Staford Prison Experiment) hakkında birkaç şey paylaşmak istedim. (Anlatımı kendimce yüzeysel ve şiddet ayrıntılarına hiç değinmeden yapacağım)

14-20 Ağustos, 1971 yılında gerçekleştirilen bu deneyin fikir babası ve yöneticisi, o dönemde Stanford Üniversitesi'nde psikolog olan Philip Zimbardo. Merak ettiği ise: Hapishane koşullarının insan psikolojisi üzerindeki olumsuz etkilerinin ne olduğu. Maalesef deney sonucunda haklı çıkıyor ve insanoğlunun potansiyelindeki çıkarılmayı bekleyen kötülük içgüdüsünün olabileceğini tüm dünyaya kanıtlıyor. Ve en ironiği, bu deney, yine insanın kendi kendine saçmalaması, tutarsız - hesapsız sistemi sonucunda,  kötülerin cezalarını çekmek için tıkıldıkları yerlerden, daha da kötüleşerek çıkma ihtimalleri olduğunu bize sunuyor.

Stanford Hapishane Deneyi orjinal ilanı
 (2.sıradaki ilan)
 İlk olarak Zimbardo, yönetimindeki bir grup çalışma arkadaşı ile birlikte, günlüğü 15$ olan bu deney için gönüllü arayışına geçti. İlana cevap veren  başvuruların hepsi (70 kişi): eğitim, sosyal durum, psikolojik ve bedensel sağlık, karakter özellikleri, suç ya da uyuşturucuya bağımlılık/yatkınlık vb. testlerden geçerek teker teker incelenip, elendi. Aralarından normal  bir insan modelinde (olağan, sağlıklı, zeki, orta sınıf/duygusal ve zihinsel yönden istikrarlı) ve eş sosyal konumlara sahip 24 lisans öğrencisi (ABD ve Kanada uyruklu) denek olarak kabul gördü.

 Deney için, Stanford Üniversitesi'nin bodrum katında bir hapishane simülasyonu hazırlandı. Özel olarak demir parmaklıklarla kaplanan labaratuvarlar sürekli farklı açılardan kameralarla çevrelendi. Daha sonra seçilen denek öğrenciler -yarısı gardiyanlar, diğer bir yarısı da tutuklular olmak üzere- ikiye ayrıldı. N.Ş.A. planlanana göre 2 hafta sürmesi gereken bu deney, Zimbardo'nun bile hiç beklemediği şekilde şiddetin ve olumsuz koşulların artmasının ardından, kendisi dahil herkesin etkilenmesi sonucu 6. gününde sonlandırıldı. Nedeni için genel bir bilgi ile devam edelim...

 Gerçek hayatta suçlulara karşı uygulanan prosödür ve bunları uygulayan polis, gardiyan vb. kanun adamlarının psikolojisi farklı ve kalıcı bir şekilde değişiyor, yara alıyor.
Dünyanın bir çok ülkesinde kanun adamları, hırsızlıktan-alkollü araç kullanmaya kadar bütün suçlu adayları/suçlulara saldırgan ve aşağılayıcı yaklaşımda bulunuyorlar. Bu sebeplerle Zimbardo bu yapay hapishaneye gerçeklik katmak adına, gardiyan olan deneklere sırayla: mahkumları soyarak aramalarını; mahkumlara kıyafet olarak dünyanın bir çok yerinde verilen elbise şeklindeki, önünde ve arkasında mahkumun numarasının yazılı olduğu formayı vermelerini; aynalı gözlük takarak göz temasından kaçınmalarını; mahkumlara isimleriyle değil, numaralarıyla seslenmelerini; kurallara uymadıkları taktirde cezalandırmalarını söyler. Şiddeti yasaklayarak, otorite sahibi olduklarının sembolü olan ahşap coplar verilir. Mahkumlara ise kurallara uymaları haricinde başka bir şey söylenmez.

 Kabaca deneyin gidişatı:

 Tüm mahkum rolündeki denekler evlerinden, silahlı soygunla suçlanarak gerçek Paolo Alto polisleri tarafından, birebir tutuklama prosedürüne uygun biçimde alınır ve yapay hapishaneye getirilir. Daha sonra denek gardiyanlarca prosedüre devam edilir. Pparmak izleri alındır, üstleri aranır, kıyafetleri çıkarılır, saçları kazınır vs. )

 Deneyin ilk gününde çok sıradışı olaylar yaşanmıyor. Mahkum ve gardiyan denekler rollerine hakim; gün, daha sakin ve toleranslı geçiyor. Fakat daha sonra deneyin kuralları hatırlatılarak, özellikle de gardiyanlara kendilerini rollerine kaptırmaları hatırlatılıyor. Bunun da sonucunda hapishanenin ortamını gerginlik kaplıyor. Gardiyan rolüne sahip denekler, ellerine verilen gücün de etkisiyle (tıpkı Milgram'ın deneyinde de olduğu gibi), mahkumları aşağılamaktan ve onlara eziyet etmekten zevk almaya başlıyorlar. Mahkumlar ise git gide zorlaşan koşullarında, ezilerek ve sağduyuları kaybederek gerginleşip, kendi aralarında birlik oluşturup, gardiyanlara karşı gelme ve direnme eyleminde bulunuyorlar. Mahkum rolündeki ilk denek 36 saat sonra sağlıksız davranışlarda (ağlama, kriz hali, duvar yumruklama vb) bulununca deneyden çıkarılıyor.

Özellikle 3. günün sonu ve 4. gün itibari ile ok yaydan fırlıyor ve bazı gardiyanlar git gide dozu kaçırarak (deneyde doğrudan işkence yapmak- şiddet uygulamak yasak iken) saldırganlık boyutlarını aşıyorlar. Sağlıkları tehlike altına giren mahkum rolündeki 2 denek erkenden deneyden ayrılmak ve tedavi altına alınmak zorunda kalıyor. Bu olayın ardından iyice isyan ve isyana direniş halini alan yapay hapishanede, oldukça ağır olaylar patlak veriyor ve Zimbardo kontrolünü kaybettiği için deneyi sonlandırıyor. Bu deney sonucunda, özellikle 3 gardiyanda aşırı derecede sadistlik ortaya çıkıyor.

Aslında bu yazımda da size yine deneyden çok bahsetmek istediğim şey "insanoğlunun değişkenliği". Adeta bir sıvı gibi, konduğu kabın şeklini alabiliyor çoğu kişi. Bu deney de bunun, insanlardaki değişme potansiyelinin kanıtlarından biri. Normalde kendi halinde, üniversite öğrencisi olan insanların (mahkum/gardiyan) deney sonrası aldıkları son hal inanılır gibi değil. Düşünün ki bu sadece 6 gün sürebilmiş bir deney...

Das Experiment

Zimbardo'nun bu deneyini özellikle ayrı severim ve inanırım. Çünkü gözlemlerim bu deneyin sonucunu gerçek hayatta da geçerli kılıyor. Bu deneye dair birçok yayın, ayrıntılı bilgi internette mevcut. Merak edenler için hakkında yapılmış filmler arasından, gerçeğe en yakın uyarlaması ve etkileyici anlatımı ile Das Experiment'ı tavsiye ederim.

Kimse içindeki kötülükle tanışmasın...
Sevgiler.


3 yorum:

  1. gücü eline geçirenin bu gücü kullanmaktan zevk almaya başlıyor. sadece şiddet açısından değil..ilk okulda sınıf başkanı seçilen çocuğun davranış değişiliğinden, çalıştığı yerde usta başı, şef, müdür..ve patron olunduğunda davranışlar değişmiyor mu daha dün aynı olduğu insanlara?? istanbulda yaşayan birisi gidip steve jobs ile yarışmaya kalkmıyor ama her gün beraber olduğu n yakınları ile yarışıyor sırf onlara üstünlük sağlamaya..hani o aç gözlü ego var ya, her konuda tatminsiz..ona dur demeyi bilmedikçe, güç elde ettikçe kötüleşiliyor..maalesef...eğitim o yüzdn çok önmli..kontrol edebilmek için..

    YanıtlaSil
  2. Adsız23:02

    kimse dünyaya günahkar gelmiyor. yaşadığı travmalar yada çevre faktörleri sonucu iyi yada kötü olabiliyor, iyilikte kötülükte içimizde biz hangisini daha iyi beslersek o yönümüz gelişiyor iyi paylaşımlar

    YanıtlaSil
  3. Adsız00:34

    su mevzu bize her gun yasaniyor aslinda her 3 aylik donemde bastan baslayip 3 ay sonunda bitiyor ve yeniden basliyor, devam ediyor.
    askerde acemi birliginde bulunan usta askerlerin acemi erlere verdikleri egitim adi verilen olaydan bahsediyorum.
    bu 75 gunluk egitimden sonra usta birligine giden askerler daha sonra usta birliklerinde devrecilik denilen sistemle karsilasiyorlar. en alt devre cok eziliyor ve butun ayak isleri bu devreye yukleniyor. onun bir ust devresi ise en alt devreye nazaran fazla ezilmiyor ama sonuc olarak bir donem once kendileri en alt devre oldugu icin asagisinin nasil bir sey oldugunu biliyorlar. bunlarin uzerinde bulunan kep alti olarak isimlendirilen devre ise eziyet etmeye basliyor. tezkereci devre ise etliye sutluye karismadan birlikte agalik yapiyorlar. en alt devre zamanla mertebe atladikca eziyet etmeye ve kendilerinin gordugu iskencenin kat be katini kendi altina gelenlere yapiyor.

    YanıtlaSil

Sen de kelimelerini benimle paylaşabilirsin.

Blogger tarafından desteklenmektedir.