Bu gece istediğim tek şey kusursuz olmak; zarif, güzel ve alımlı bir kadın olarak karşına çıkmak! Sonra da beni gördüğün an duyacağın heyecanı salondaki herkesle beraber hissetmek...
Anladım ki sana karşı olan hislerimi dizginlemem, onlardan sıyrılmam imkansız. Kendimi kendimden saklamak yerine sana göstermeli ve kanına işlemeliyim. Doğru anı uzun zamandır bekliyordum ki, ortak arkadaşımızın telefondan gelen sesine tereddüt etmeden yanıt verdim: Evet, elbette nişan yemeğinize geleceğim!
Dün gece neredeyse hiç uyuyamadım. Gardırobun başında tüm kıyafetlerimi denerken sabahladım. En son bir kaç kombinimi kenara ayırdım. Sanıyorum ki kararımı da verdim, kırmızı olan. Üzerime oturan, sırtı açık, diz boyu elbisem en uygunu. Altına da yüksek ökçeli şık bir siyah topuklu. Hem sade hem de çekici. Senin için yaptığım bu telaşa inanamıyorum ama önce duş almam gerek. Zira tüm gece boyunca söndürdüğüm izmaritlerin haddi hesabı yok.
...Üzerimden akan su zerreleri bile hızla atan kalbimin göğsümden fırlayacakmış etkisini saklamaya yetmiyor. Korkarım daha karşına çıkamadan bayılıp kalacağım.
...Duş iyi geldi. Gel gör ki canım fena halde sigara çekiyor. Ama olmaz, irademi kışkırtan hiçbir etki bana seninle olmadan yeni bir sigara yaktıramaz...
Nemlendiricinin kokusu... Kokunun haricinde bir de tenime verdiği yumuşaklık hissi. Duş ve kremle kendimi şımartmam biraz da olsa beni sakinleştirdi sanırım. Gerçi bu sakinleşmede kadim dostum viskinin hatırı sayılır katkısını da atlamamalıyım.
Saçlarım... Sana karşı belki de en büyük silahım. Biliyorum ki ne kadar kendi hallerinde bırakırsam o kadar etkileneceksin. Biraz köpük ve kurulama sonrası tek omuz üzerinden hafif bol bir toplama-önlerden dökülen hafif dalgalı bir kaç tutam saç. Biliyorum evet, bunu çok seveceksin!
Son bir saat. Olsun, benim de geleceğimi bildiğine eminim. Ne kadar geç gelirsem beni o kadar merak edersin. Bir dakika, makyaj! Makyajım nasıl olmalı? Kırmızı ruj olmazsa olmaz. Bu durumda göz makyajım abartı olamaz. Biraz pudra, hafif bir allık ve de rimel. Gözleri biraz daha mı ön plana çıkarmalıyım acaba? Göz kapaklarıma küçük, gölgeli bir dokunuş. Üst kirpik diplerime siyah, ince bir çizgi... Son rötuş, mat kırmızı ruj. Fazlalığını da alınca, tamamdır! Sallantılı küpeler, çok gözükmeyecek olsa dahi kıymetli kolyem. Elbise de beni hayal kırıklığına uğratmadı, her şey tam da istediğim gibi. Seninle yeniden karşılaşmaya hazırım...
...Elim ayağım titriyor. Taksi nerede kaldı?
Ve mekanın kapısındayım. Şimdi bir kaç nefes sigara için neler vermezdim... Derin ve temiz bir nefes almakla yetindim ve içerideyim...
Herkesin gözü bende, sarılıp öpüştüklerim ne kadar güzel gözüktüğümü söylüyor. Bir süredir görmediklerinden dolayı da olabilir ama olsun, heyecanım adına bu iyi bir şey. Peki sen neredesin? Yürüyorum... Etrafa bakmadan, kendimce seni aradığımı saklama çabasıyla, gözüm sadece davet sahiplerinin üzerinde. Yanlarına gelince tebrik ediyor ve bana gösterilen yere oturuyorum. Herkes yanında birileriyle gelmiş. İlginç ve komiktir ki ben yalnız gelmiş olmayı umursamıyorum. Çünkü bu gece buradan seninle el ele çıkacağımı biliyorum...
Şimdi farkettim ki ben tüm bu heyecanlar içerisinde tek lokma bir şey yemedim. Zaten sigarasızlık da kafama vurdu diyerek önümdeki zeytinyağlı börülceye çatalımı daldırdım. Çok sevdim, baya bir lezzetli. Tam tadına varıp, gereken eksik kalmış enerjimi vücuduma depoluyordum ki bir an için herkesin bana baktığı hissine kapıldım. Onlardan birinin sen olabilme potansiyelini düşünerek kafamı kaldırdım ve...
İçeriye yeni giriyordun. Sen ve yanındaki. Ellerin onun ellerinde. Arkadaşlarımızla selamlaşıyor, o kadını onlarla tanıştırıyorsun. Ne sıfatla? Canım daha fazla börülce çekiyor. Bir çatal daha alıyorum ama çiğneyemiyorum. Çünkü gözlerimde zorla tuttuğum biriken yaşlar, en ufak çene hareketimle dökülecek gibi. İstemiyorum makyajımın akmasını. Yine kafamı kaldırıyorum. Yıldönümümüzde aldığın kolye bu kadar sıkı mıydı daha önce de? Neden herkes bana bakıyor?
Ve sen... Göz göze geliyoruz, gözüme bakabiliyorsun. O sırada herkesin aklından geçen soruları duyuyorum sanki. Sussunlar istiyorum. Düşünmesinler. Bunca yıllık ilişkimizin ardından, daha ayrılalı 12 gün olmuşken bir başka kadınla el ele gelen birinin bana ne hissettirdiğini düşünmesinler. Yine yeni yeniden başlar mı umudu taşıyarak, yüzünde gülücüklerle masaya oturan bu kadının göz kapakları arasına sıkıştırdığı yaşları fark etmesinler.
Ve sen... Sana söyleyecek bir sözüm yok. İstediğim tek şey buradan çıkmak. İstediğim tek şey sizi gördüğüm andan beri, teselli olsun diye omzuma dokunan kuzeninin elini çekmesi.
...
Elime peçete, midem bulanmış izlenimi vererek dışarıya çıkmak için ayaklanıyorum. Görüyorum seni, bana bakıyorsun ve arkamdan gelecekmiş gibi ayağa kalkıyorsun. Sakın kalkma! Bu senin sesin mi? Bir de o kadının yanındayken bana mı seslendin, beni merak mı ettin? Etme! Sadece buradan uzaklaşmama izin ver.
Kimse de gelmesin arkamdan.
Taksi...
...Ağlamak için bile eve kadar sabredebilirim ama sigarasız bir saniye daha geçiremem. Taksicinin yasağına aldırmadan valeden aldığım sigarayı yakıyorum. Camı da o açmasaydı kendim asla açmazdım. Şimdi sigaranın dumanı da kokusu da saçlarıma, elbiseme sinsin istiyorum. Sinsin ve bir daha hiç çıkmasın. Artık istediğim tek şey sigaram ve onun dumanı....
Anladım ki sana karşı olan hislerimi dizginlemem, onlardan sıyrılmam imkansız. Kendimi kendimden saklamak yerine sana göstermeli ve kanına işlemeliyim. Doğru anı uzun zamandır bekliyordum ki, ortak arkadaşımızın telefondan gelen sesine tereddüt etmeden yanıt verdim: Evet, elbette nişan yemeğinize geleceğim!
Dün gece neredeyse hiç uyuyamadım. Gardırobun başında tüm kıyafetlerimi denerken sabahladım. En son bir kaç kombinimi kenara ayırdım. Sanıyorum ki kararımı da verdim, kırmızı olan. Üzerime oturan, sırtı açık, diz boyu elbisem en uygunu. Altına da yüksek ökçeli şık bir siyah topuklu. Hem sade hem de çekici. Senin için yaptığım bu telaşa inanamıyorum ama önce duş almam gerek. Zira tüm gece boyunca söndürdüğüm izmaritlerin haddi hesabı yok.
...Üzerimden akan su zerreleri bile hızla atan kalbimin göğsümden fırlayacakmış etkisini saklamaya yetmiyor. Korkarım daha karşına çıkamadan bayılıp kalacağım.
...Duş iyi geldi. Gel gör ki canım fena halde sigara çekiyor. Ama olmaz, irademi kışkırtan hiçbir etki bana seninle olmadan yeni bir sigara yaktıramaz...
Nemlendiricinin kokusu... Kokunun haricinde bir de tenime verdiği yumuşaklık hissi. Duş ve kremle kendimi şımartmam biraz da olsa beni sakinleştirdi sanırım. Gerçi bu sakinleşmede kadim dostum viskinin hatırı sayılır katkısını da atlamamalıyım.
Saçlarım... Sana karşı belki de en büyük silahım. Biliyorum ki ne kadar kendi hallerinde bırakırsam o kadar etkileneceksin. Biraz köpük ve kurulama sonrası tek omuz üzerinden hafif bol bir toplama-önlerden dökülen hafif dalgalı bir kaç tutam saç. Biliyorum evet, bunu çok seveceksin!
Son bir saat. Olsun, benim de geleceğimi bildiğine eminim. Ne kadar geç gelirsem beni o kadar merak edersin. Bir dakika, makyaj! Makyajım nasıl olmalı? Kırmızı ruj olmazsa olmaz. Bu durumda göz makyajım abartı olamaz. Biraz pudra, hafif bir allık ve de rimel. Gözleri biraz daha mı ön plana çıkarmalıyım acaba? Göz kapaklarıma küçük, gölgeli bir dokunuş. Üst kirpik diplerime siyah, ince bir çizgi... Son rötuş, mat kırmızı ruj. Fazlalığını da alınca, tamamdır! Sallantılı küpeler, çok gözükmeyecek olsa dahi kıymetli kolyem. Elbise de beni hayal kırıklığına uğratmadı, her şey tam da istediğim gibi. Seninle yeniden karşılaşmaya hazırım...
...Elim ayağım titriyor. Taksi nerede kaldı?
Ve mekanın kapısındayım. Şimdi bir kaç nefes sigara için neler vermezdim... Derin ve temiz bir nefes almakla yetindim ve içerideyim...
Herkesin gözü bende, sarılıp öpüştüklerim ne kadar güzel gözüktüğümü söylüyor. Bir süredir görmediklerinden dolayı da olabilir ama olsun, heyecanım adına bu iyi bir şey. Peki sen neredesin? Yürüyorum... Etrafa bakmadan, kendimce seni aradığımı saklama çabasıyla, gözüm sadece davet sahiplerinin üzerinde. Yanlarına gelince tebrik ediyor ve bana gösterilen yere oturuyorum. Herkes yanında birileriyle gelmiş. İlginç ve komiktir ki ben yalnız gelmiş olmayı umursamıyorum. Çünkü bu gece buradan seninle el ele çıkacağımı biliyorum...
Şimdi farkettim ki ben tüm bu heyecanlar içerisinde tek lokma bir şey yemedim. Zaten sigarasızlık da kafama vurdu diyerek önümdeki zeytinyağlı börülceye çatalımı daldırdım. Çok sevdim, baya bir lezzetli. Tam tadına varıp, gereken eksik kalmış enerjimi vücuduma depoluyordum ki bir an için herkesin bana baktığı hissine kapıldım. Onlardan birinin sen olabilme potansiyelini düşünerek kafamı kaldırdım ve...
İçeriye yeni giriyordun. Sen ve yanındaki. Ellerin onun ellerinde. Arkadaşlarımızla selamlaşıyor, o kadını onlarla tanıştırıyorsun. Ne sıfatla? Canım daha fazla börülce çekiyor. Bir çatal daha alıyorum ama çiğneyemiyorum. Çünkü gözlerimde zorla tuttuğum biriken yaşlar, en ufak çene hareketimle dökülecek gibi. İstemiyorum makyajımın akmasını. Yine kafamı kaldırıyorum. Yıldönümümüzde aldığın kolye bu kadar sıkı mıydı daha önce de? Neden herkes bana bakıyor?
Ve sen... Göz göze geliyoruz, gözüme bakabiliyorsun. O sırada herkesin aklından geçen soruları duyuyorum sanki. Sussunlar istiyorum. Düşünmesinler. Bunca yıllık ilişkimizin ardından, daha ayrılalı 12 gün olmuşken bir başka kadınla el ele gelen birinin bana ne hissettirdiğini düşünmesinler. Yine yeni yeniden başlar mı umudu taşıyarak, yüzünde gülücüklerle masaya oturan bu kadının göz kapakları arasına sıkıştırdığı yaşları fark etmesinler.
Ve sen... Sana söyleyecek bir sözüm yok. İstediğim tek şey buradan çıkmak. İstediğim tek şey sizi gördüğüm andan beri, teselli olsun diye omzuma dokunan kuzeninin elini çekmesi.
...
Elime peçete, midem bulanmış izlenimi vererek dışarıya çıkmak için ayaklanıyorum. Görüyorum seni, bana bakıyorsun ve arkamdan gelecekmiş gibi ayağa kalkıyorsun. Sakın kalkma! Bu senin sesin mi? Bir de o kadının yanındayken bana mı seslendin, beni merak mı ettin? Etme! Sadece buradan uzaklaşmama izin ver.
Kimse de gelmesin arkamdan.
Taksi...
...Ağlamak için bile eve kadar sabredebilirim ama sigarasız bir saniye daha geçiremem. Taksicinin yasağına aldırmadan valeden aldığım sigarayı yakıyorum. Camı da o açmasaydı kendim asla açmazdım. Şimdi sigaranın dumanı da kokusu da saçlarıma, elbiseme sinsin istiyorum. Sinsin ve bir daha hiç çıkmasın. Artık istediğim tek şey sigaram ve onun dumanı....
offf fena olmus.. efkarlandım bi sigara içiyorum :)
YanıtlaSilhmm güzel yazı olmuş heyecanı, endişeyi, bekleyişi çok güzel anlatmışsın tebrikler:)
YanıtlaSilsevgiler..
http://hayatreceli.blogspot.com
biricit söndür o sigaranı hemen!:)
YanıtlaSilReçelim çok teşekkür ederim...
Bir kısa film senaryosu olacak kadar güzel. Beklentilerin ötesinde kalan sürpriz gelişme ve yaşanılan büyük hayal kırıklığı ile buluşan son.
YanıtlaSilçok güzel...
YanıtlaSilyaşadım sanki her anını...
Kademe kademe okurken duygularım değişti..önce sevindim,gülümsedim..umut.
YanıtlaSilayrıntı çok fazla geldi,seksi bi anlatım..
ama sonra şok.içim eridi senin başına geldi diye:(
Hektor inan bana yazmaya başlarken ben bile bu gidişatı planlamamıştım:)
YanıtlaSilElif hissedebileceğin şekilde yazdıysam ne mutlu...
Tatlıböceğimm korkma, benimle olan tek ilgisi yazan kişinin ben olması o kadar:)
Nini çok güzel bir yazı olmuş..oldukça etkilendim...duygulandım..üzüldüm..
YanıtlaSilkalemin oldukça güçlü diğer yazılarını heyecanla bekliyorum...sevgiler
çok gerçekçi ve çok etkileyici olmuş yazıı!
YanıtlaSilbir an gerçek sandım bliyo musun :)
Duygular kalemine yüklenmiş..Muhteşem olmuş..
YanıtlaSilyok artık biz abarttık herkeste yedi sonu böyle olmamalıydı ühü ühü...
YanıtlaSilbu seneryo olmamış :D
ne guzel bı yazı bayıldım okurken..yenı kesfettm blogunu takıpteyımm zevkle:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, mutlu oluyorum siz de beğenince··· gerçek sanılması da ayrı hoşuma gidiyor:)
YanıtlaSilhih_webci tam olarak yorumunu anlayamadım
Ben burdan o gerginliği hissettim valla,ne güzel yazmışsın;)
YanıtlaSilvalla ben de gerçek sandım.
YanıtlaSilSüperdi, bir çırpıda okudum.
iyiki yanım da sigara yok, çoktan içmiştim. 2 ay oldu içmiyorum [ve çok mutsuzum:(]
nini tamamen gerçek sandım bu hikayeyi ya! çok güzel olmuş,eline sağlık. üzgünüm ama gerçek olmadığı gerçeği sigara yaktığım gerçeğini değiştirmedi :)
YanıtlaSillütfen üzmeyin beni:) biri ne güzel bırakmış canım çekti diyor, diğeri sigara yaktım diyor... yazık bana :)
YanıtlaSilNini, lütfen yanlış anlama ama bu heyecanını karşındaki insana asla hissettirme :)erkek ruhu aptaldır. Kovalarsan kaçar mantığına uygundur.
YanıtlaSilYok yanlış anlamadım merak etme:)
YanıtlaSilayrıca sen de yanlış anlama, bu sadece bir hikaye:) erkek beyninde seninle bile kapışabilirim, o derece:)
of lanet olsun yorumları okuyana kadar hepsini gerçek sanıyodum :( :P yaniii çok iyi anlatmışsın tebrik ederim =) kısa hikayeler üzerinde durursan başarılı olacağını söyleyebilirim sanırım bir edebiyat öğrencisi olarak ;)
YanıtlaSilya hu başına hiakye falan desene, bunları sen yaşadın sanıp sarılıp ağlama refleksi geliştirdim anında, şükür sen değilmişsin. bu ne deli hayal gücüdür böyle, yıktın perdeyi eyledin viran
YanıtlaSilteşekkür ederim, inandırıcı olduysa ne mutlu amacım hissettirmekti zaten:)
YanıtlaSilÇOK GÜZEL ETKİLEYİCİ....
YanıtlaSil