Hayatımız boyunca biriyle tanışmamız, onun tanıdığı birileriyle daha tanışmamıza sebep olur. Bu döngü böyle zincirleme sürer gider. Ama önemli olan bu tanışıklıkların bize kattığıdır. İsimlerini duyduğumuzda bizlerde uyandırdığı intibadır. Kimileri bir suret, iki kelime olarak aklımızda kalıp çoğu kez unutulurken, kimileri hafızamıza çivi çakar.
Ama bazen artık hatırlamak istemeyiz onları.
Silmek isteriz kötü anıları bir bir beynimizden. Anıları silmeyi beceremezsek beynimizi,o da yetmezse kalbimizi söküp atmak isteriz yerinden. Melankoliyi kenara bırakıp gerçekçi olacak olursak, bu söküp atma işlemlerini gerçekleştirmemiz mümkün değil. Zira, bunları yapacak kadar ne bir kuvvet, ne de teknik olarak anatomik bir yeti olabilir herhangi bir insanda.
Böyle bir konuya girmişken 'Eternal Sunshine of the Spotless Mind' filmini anmazsak olmaz. Malum bu filme de konu olan aslında şu an bahsettiğim istenmeyen kötü anılar ve onlardan kurtul(a)ma(ma) durumu.
Biliyorum ki her birimizin aklından çıkarmak istediği, bir yolunu bulup unutmalıyım dediği anılar oldu, olacak. Elimizden geleni yaptıktan sonra "yumurtaya can veren Allah, yeşil biberi nasıl yarattın? *" sorgulaması yapıyoruz kendimize. Bir yolumuz olsun, bir şekilde silelim atalım, unutalım bunları istiyoruz. Sonra filmi hatırlıyoruz, o da yetmiyor filmin afişini haber başlığının yanına iliştirip "kötü anılar beyinden silinebilir mi?"; "filanca bilim adamları kötü anıları beyinden silecek hap üretti, ilk deney başarılı dı dı dı dıııım" haberleri yayınlıyorlar. Biz de bir heyecan hakikaten mi, neymiş o hap diye meraklanıp sonra hayal kırıklığı yaşıyoruz.
Yaşadığımız bu acı, travmatik olaylar maalesef ana hafızamıza kayıtlanmanın yanında bir de sosyal hafızamıza kayıt olur. Zaten bu sebeple yaşadığımız olayların bıraktığı izler bizim psikolojik ruh hallerimizi ve davranışlarımızı dolaylı olarak etkiler. Hatta şu sosyal hafızanın sebep olduğu en kötü şey: siz kötü bir anınızı tamamen unutmuş olsanız bile fiziksel bir koşulla; bir koku, benzerlik, bir ten ya da size yapılan bir davranışla hemen anımsarsınız. Çünkü ana belleğimizde yer alan acı hatıralar zamanla silinirken, sosyal hafızamızdakiler biliç altı-üstü olarak diri kalır.
En çok da aşk acısı yaşarken isteriz tüm olanları unutmayı. Ondan daha da büyük bir acı olan sevdiklerimizin kaybında bile dilemeyiz böyle bir şeyi. Çünkü sevdiklerimizi hiç unutmamak, acılarını yaşamak ve onları sonsuza dek anmak isteriz.
Gelin görün ki aşk acısı söz konusu olduğunda tüm duygu ve hormonlarımızın baskısına dayanamaz ve yaşadığımız çalkantıların sonucunda gerekirse tüm hafızamızı kaybetmek isteriz. Haklıyız. Çünkü bu boş bir duygu yükünün hamallığıdır.
Kötü anıların silinebilmesi keşke gerçekten mümkün olsa. Çünkü insan hayatında nelere şahit oluyor, ne travmalar yaşıyor. Öyle ki, bunların en hafifi "aşk dertleri" kalıyor.
Ama bilmemiz ve yüzleşmemiz gereken kötü anıların asla silinemeyeceği, sadece hissedilen acının ortadan kaldırılabileceği gerçeği.
Uzun lafın kısası, yazıyı bir metaforla bitirecek olursam: biz elimizen geldiğince sporumuzu yapıp, sağlıklı beslenelim. İstediğimiz kıvama gelemezsek ve önümüze liposuction imkanı sunulursa tüm yağlarımızı toptan aldırırız. Fakat liposuctiona dek kendimize iyi bakmalıyız.
Sevgiler
Ama bazen artık hatırlamak istemeyiz onları.
Silmek isteriz kötü anıları bir bir beynimizden. Anıları silmeyi beceremezsek beynimizi,o da yetmezse kalbimizi söküp atmak isteriz yerinden. Melankoliyi kenara bırakıp gerçekçi olacak olursak, bu söküp atma işlemlerini gerçekleştirmemiz mümkün değil. Zira, bunları yapacak kadar ne bir kuvvet, ne de teknik olarak anatomik bir yeti olabilir herhangi bir insanda.
eternal sunshine of the spotless mind |
Biliyorum ki her birimizin aklından çıkarmak istediği, bir yolunu bulup unutmalıyım dediği anılar oldu, olacak. Elimizden geleni yaptıktan sonra "yumurtaya can veren Allah, yeşil biberi nasıl yarattın? *" sorgulaması yapıyoruz kendimize. Bir yolumuz olsun, bir şekilde silelim atalım, unutalım bunları istiyoruz. Sonra filmi hatırlıyoruz, o da yetmiyor filmin afişini haber başlığının yanına iliştirip "kötü anılar beyinden silinebilir mi?"; "filanca bilim adamları kötü anıları beyinden silecek hap üretti, ilk deney başarılı dı dı dı dıııım" haberleri yayınlıyorlar. Biz de bir heyecan hakikaten mi, neymiş o hap diye meraklanıp sonra hayal kırıklığı yaşıyoruz.
suçlu kırmızı bölge, saldırın! |
En çok da aşk acısı yaşarken isteriz tüm olanları unutmayı. Ondan daha da büyük bir acı olan sevdiklerimizin kaybında bile dilemeyiz böyle bir şeyi. Çünkü sevdiklerimizi hiç unutmamak, acılarını yaşamak ve onları sonsuza dek anmak isteriz.
Gelin görün ki aşk acısı söz konusu olduğunda tüm duygu ve hormonlarımızın baskısına dayanamaz ve yaşadığımız çalkantıların sonucunda gerekirse tüm hafızamızı kaybetmek isteriz. Haklıyız. Çünkü bu boş bir duygu yükünün hamallığıdır.
Kötü anıların silinebilmesi keşke gerçekten mümkün olsa. Çünkü insan hayatında nelere şahit oluyor, ne travmalar yaşıyor. Öyle ki, bunların en hafifi "aşk dertleri" kalıyor.
Ama bilmemiz ve yüzleşmemiz gereken kötü anıların asla silinemeyeceği, sadece hissedilen acının ortadan kaldırılabileceği gerçeği.
Uzun lafın kısası, yazıyı bir metaforla bitirecek olursam: biz elimizen geldiğince sporumuzu yapıp, sağlıklı beslenelim. İstediğimiz kıvama gelemezsek ve önümüze liposuction imkanı sunulursa tüm yağlarımızı toptan aldırırız. Fakat liposuctiona dek kendimize iyi bakmalıyız.
Sevgiler
bu da bir yöntem ama evde denenmemelik |
Belleğimiz unutmamak üzerine inşa edilmiştir. Unutmak belleğin hastalığıdır. Ama unutulmasını istediğimiz o kadar çok anımız var ki, dediğin gibi, bunları silemesek bile en azından acılarını hissetmemeyi başarabilsek. En çok da toplum vicdanını yaralayan olayların kişiler üzerinde bıraktığı acıları, o acıyı çeken kişinin hissetmemesini sağlamak yararlı olacaktır. Bunu yaparken toplum duyarlılılğını kaybetmemek için de unutmamak gerektiğini bilmemiz gerekir. Bir de şu var sevgili nini; insan birini unutmadan diğer aşlo yaşayamaz. Aşk için unutmak gerek.
YanıtlaSilNe güzel söyledin "unutmak belleğin hastalığıdır" diye. Ama bu hastalığa bu ülke de özellikle çok ihtiyacımız var.(toplum sorumluluklarını unutmamayı ayrı tutuyorum tabii)
YanıtlaSilKesinlikle haklısın Hektor, çoğu insan bu yüzden mutsuz olup-karşısındakini de mutsuz ediyor. Birini unutmadan bir başkasıyla olmak mümkün değil. Bedenen olsa da ruhen bir olamamak bütün taraflar için üzücü. unutamayan tüm dostlarım için, unutabilip önlerine bakmaları en büyük dileğim. çünkü konu aşksa, mutlu eden biriyle yaşamak anlatılamayacak kadar güzel bir duydu
Silesim var bütün beyin hücrelerimi, sadece duyu organlarım kalsın. Görebiliyim, duyabiliyim. Hareket de edebiliyim ama duyular dururken duygular alınsın.
YanıtlaSiloldukça ütopik bir istek oldu bu:) keşke mümkün olsa. ama sadece ihtiyaç halinde yapabilsek. çünkü iyi duygular da olmadan çok boş olur yaşamak.
YanıtlaSilBoş kalalım ama kötülükler silinsin :)
YanıtlaSilBildiğin polyanna modundayım şu an.
Jean Chirthof Grange'nin Kurtlar İmparatorluğu diye bir polisiye romanı var.Orada bir kadını ilaçlarla ve özel seanslarla beyninin belli kısımlarını yeniden sıfırlayarak istenen şeyleri yapması sağlanıyordu.Eminim bu konu hakkında yapılan çalışmalar vardır; zira çok merak edilen bir alan olsa da bize ulaşan bir emare yok henüz.
YanıtlaSilZeynep "Casalini Hayat Kendisi Seçsin" şarkısına böyle bir klip çekmişti.Aşk acısını beyninden sildirmek için hastenede filan kalıyordu.Bizde bunlarla avunuruz artık .Klibi tavsiye ederim ;=)
Filme de klibe de bakacağım, teşekkürler:)
YanıtlaSilhaklısın cnm ama aslında kötü anıları hiçbirzaman unutmuyoruz. bir kenarıya itiyoruz güzel anları yaşarken bazen yavaş yavaş ortaya geliyorlar ve hatırlıyoruz onları malesef
YanıtlaSilhttp://sonsuzdekorasyon.blogspot.com/
hoşgeldin,
YanıtlaSilevet aynen öyle yapıyoruz. bundan sebep ne yapsak, nereye gitsek peşimize oluyorlar..
Ahh keşke mümkün olsa bu, sırf bu yüzden kendisine de karşısındakine de acılar çektiriyor insan ve her yeni acıda bir önceki aynı şiddette hatırlanıp katlanarak çoğalıyor boğuyor bazen:(
YanıtlaSilAynen dediğin gibi ipekböceğ. Bu yüzden çok acil kavuşmalıyız ilacına
YanıtlaSil