Çocuk sahibi olmak en güzel hayaller, sevgi dolu beklentiler içinde alınan bir karardır çoğu zaman. Sonu mutluluktur. Bu yazıyı yazmama, senin de okumana sebep olan düşüncelerim, annelerimiz ya da anne olmak isteyen adaylarımıza ithafen değil, farkındalık adına yazıldı. Bu sebeple dile geldi dünyaya bir çocuk daha getirmenin ne denli zor ve önemli, sorumluluk isteyen bir karar olduğu. Bunu layığıyla yerine getiren herkese imrenerek, umarım  5 yıl sonra fikirlerim, güvencem ve dünya değişir de, ben de bu duyguyu reddetmeyi bir kenara bırakıp yaşamsal döngünün, annelik saatinin sesini duyarım diyerek bu kasvetli yazıyla seni baş başa bırakıyorum.

-Tüm anne olan ve olmayı isteyenlere en içten iyi dileklerim ve her şeyin hep yolunda gitmesi temennisi eşliğinde.-




  İstemiyorum seni bebeğim. Senin ne kadar güzel ve muhteşem bir varlık olabileceğini bilmediğimden değil. Bir bebeğin, bir çocuğun küçücük dünya tatlısı burnunu, parmaklarını, ağlarken büzdüğü o dudaklarını ve kakasını yapacakken patlamaya hazır bir bombaymış gibi kızaran o şeker suratını sevmediğimden de değil. Sütünü emdikten sonra, gazın çıkarılırken doğal yollardan ürettiğin yoğurdun kokusundan hiç değil.(gülücük) 
Senin gibi dünya kıymetlisi bir varlığı, sırf içgüdüsel dürtülerimin ve yaşamsal döngünün bencil çığlıklarına kurban vermek istemediğim için.
Sen daha portakalda vitamin bile değilken, N.Ş.A. seni kucağıma almama en az beş yıl varken bile kıyamıyorum sana. Olur da seni kucağıma alırsam nasıl dayanırım sonradan sana yaşatacaklarıma? 

 Dünya dönüyor bebeğim. Sen gelsen de gelmesen de dönmeye devam edecek. Eksikliğini belki de benden başka kimse hissetmeyecek. Sadece sen değil, ben de önemsizim. Sadece biz değil, herkes önemsiz meleğim. Gerçek bu. Dünya bizle ya da bizsiz, enerjisi sönene dek dönecek. Ama bil ki bu dönüşler eskisi gibi değil, hepimizin midesi ağzında, başımız dönüyor. Ne insanoğlu eskisi gibi temiz ne de soluduğumuz hava. Ekolojik koşullar, siyasi çalkantılar, savaşlar, açlık, kuraklık, şiddet... Çok kötü şeyler var buralarda. Fakat sana itiraf etmeliyim ki, seni bu gerçeklerden öte, kendime de güvenmediğim için istemiyorum meleğim. 

Kalbimden ve sana olacak sevgimden şüphem yok ama hayat zor, hayatın taşları sürekli yerinden oynuyor. Oysa, oynayan her bir dengede seni kollayabilecek imkânım olsa;
sana hayal ettiğinin bile fazlasını yaşayabileceğin fırsatları sunabilsem;
karşına hep iyi insanların çıkabileceğinin garantisini verebilsem;
çalışmak ve sen büyürken sana bakıcı tutmak yerine yanında olup, olması gerektiği şekilde sana bakacak olsam ve kariyer hayallerimin senin önüne geçmesine asla izin vermeyeceksem;
bugün beraber olduğum kişi dünyanın en mükemmel, baban olmasını en çok istediğim kişi bile olsa, sana karşı iyi bir baba olup da hep yanında olacağının garantisini verebilsem;
yaşadığım herhangi bir travma, depresyon sonrası sana bunu yansıtmayacağıma, bundan asla etkilenmeyeceğine kendimi inandırabilsem seni kucağıma alacağım günü sabırsızlıkla beklerdim meleğim.

Keşke bunların garantisi olsa, keşke sen daha ilk aşkını yaşamadan ölmeyeceğimin, seni yalnız bırakmayacağımın garantisi olsa.

 Elbette yaşamsal döngü bu, elbette yarın ne yaşayacağından korkarak geçmez hayat. Varsın geçmesin. Ben yine de düşünmekten kendimi alamıyorum, istemiyorum. Çünkü bebeğim, gelecekte annen olamayacak bu kadın, bu denli sağduyulu olmak zorunda hissedecek kadar rahatsız şahit olduğu gidişattan. Çünkü seni istemeyen bu kadın, daha kendini kurtaramamışken duygularına kapılmayı reddediyor. 
Çünkü kendisine anne sıfatını layık göremeyen bu kadın, biliyor ki bir anne taşı sıkıp suyunu çıkarsa bile, kendi kontrolü haricinde çocuğunun yaşadığı olumsuzlukları engelleyemiyor ve kahroluyor. En mükemmel olmaya çabalasa bile hatalar yapıyor. Üstüne titrese bile senin hasta olmanı, kalbinin kırılmasını, savaşta yok olmanı, seninle aynı havayı soluyan pedofilik kimseleri, adaletsizlik ve haksızlıkları engelleyemiyor.

 Daha seni düşünmem için erken bir vakit olsa bile, ben seni isteyemiyorum bebeğim. Çünkü bugün, şu saniye sana bu mektubu yazan bu kadın, bir gün imrendiği annesi kadar güçlü, fedakâr olamamaktan ve senin de kendi jenarasyonunda,  bu duyguların on katını yaşamanı engelleyecek çapta, büyük evrensel değişiklikler yapamamaktan  korkuyor.




düşünsene, dünya böyle olmasa bu varlığı istememe ihtimalim var  mı?